Translate

3 Eylül 2016 Cumartesi

haftasonu mesaisi

Haftasonları normalde çalışmam ancak Çarşamba'dan Cuma'ya kadar yatarak geçirdiğim için bu haftasonu çalışmam gerekiyor. Sabah uyandım ve telefonumdaki bütün cevapsız aramalara teker teker dönüş yaptım. Bunlardan biri de Selim Bey'di. Hastayken Selim Bey randevu için aramıştı. Kendisine durumumu anlattığımda profesyonel yardıma ihtiyacım olursa arayabileceğini belirtmişti, bende doktorlardan ve modern tıptan pek hazetmediğim için kibar bir şekilde kendi yöntemlerimle iyileşmeyi deneyeceğimi, eğer bu mümkün olmazsa kendisini arayacağımı belirtmiştim.  
Bu sabah, nöbetten çıkmış ya da çalışıyor olabileceğini düşünerek mesaj attım, "Selim Bey merhaba, iyileştim ve çalışmaya başlıyorum, müsaitseniz bugün ya da yarın görüşebiliriz". Selim Bey mesajıma aramayla cevap verdi, nöbetten yeni çıktığını, bugün, mümkünse öğleden önce gelebileceğini belirtti.  
Saat on buçuk gibi ofiste buluşmak üzere randevulaştık. 

Ofise geçtim, bugün öğleden önce başka işim yoktu, Selim Bey'i bekliyordum, biraz sonra geldi. 

Merhabalar nasılsınız faslından sonra konuya girdik. 

-Selim Bey dosyanıza göz atarak bir profil oluşturmaya çalıştım. Bu profil için neler yapabiliriz diye de düşündüm.

Selim Bey söze girdi. 
-Asım Bey özür dileyerek bölüyorum. İçinde yaşadığımız toplumun alışkanlıkları var, bizim için önceden belirlediği standartları var. Ben öncelikle ve özellikle belirtmek istiyorum, benim bununla ilgili bir problemim yok. Yani bu alışkanlıkları, standartları, mümkün olduğunca önemsemeden yaşamaya çalışıyorum hem bu uyumsuzluk benim için problem değil aksine çözüm. Benim sorun olarak gördüğüm ve farklı bir bakış açısı alarak yardıma ihtiyaç duyduğum mevzuların burdan kaynaklandığının düşünülmesi ve çözümün de burda aranması beni rahatsız ediyor. Bunu öncelikli olarak belirtmek istiyorum. Mesela, sizin dosyanızda yazan, 30 yaşında ve bekar olmam, mutsuz hissetmemin nedeni değil. Mutsuzluğuma çözüm aramak için de burda değilim. Mevcut hayatımdan maksimum verim alabilmek için bir yaşam koçuna ihtiyaç duydum. Anlatabiliyor muyum Asım Bey? 
-Daha iyi açıklanamazdı, dedim ve sustum. Aslında susmamam gerekirdi, acilen bir şeyler söylemeliydim. Çünkü susmam, kabullenmem demekti. Yani Selim Bey'i geleneksel bir kalıba sokmaya çalışıyormuşum demekti. Peki öyle değil miydi? Acilen söylemeye çalışacağım şeyler 'hatasını bastırmaya çalışan acemi' izlenimi vermeyecek miydi? Bu düşünceler kafamdan geçerken, kendimi tutamadım ve söze girdim. 
-Yaşam Koçluğu'nun ne olduğunu bilerek bu kapıdan giren ilk kişisiniz. Tabi ki birtakım önyargılarınız olması doğal. Ancak emin olun ki ben sizi anlıyor ve ne istediğinizi biliyorum. Siz akıllı bir insansınız, akıl istemiyorsunuz, müdahale istemiyorsunuz, bakış açısı istiyorsunuz. 
Bunları söylerken Selim Bey'in bakışlarındaki yumuşama, bir anda düşünmeden kurduğum cümleler sayesinde olmuştu. Demek ki doğru insandım!  
Selim Bey rahatlamış ve kıvama gelmişti. 
- Asım Bey, doğru yerde olduğumdan eminim. 
(Devamı gelecek)....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder